Yemen Krizi Küresel Düzeyde Neleri Değiştiriyor?
Peki, bu kriz nasıl başladı? Yemen'deki iç savaşın kökenleri neler? Ve Türkiye, bu sürecin neresinde duruyor?
Yemen İç Savaşı: Nasıl Başladı?Yemen, 2011 Arap Baharı’nın ardından siyasi olarak büyük bir çalkantıya sürüklendi. Dönemin Cumhurbaşkanı Ali Abdullah Salih'in 30 yılı aşkın süren iktidarı, halk ayaklanmaları sonrası sona erdi ve yerine yardımcısı Abd Rabbuh Mansur Hadi geçti. Ancak Hadi hükümeti, ülkedeki ekonomik kriz, güvenlik sorunları ve yolsuzluk nedeniyle halkın beklentilerini karşılayamadı.
Bu süreçte, kuzeyde etkin olan Şii Zeydi mezhebine bağlı Husi hareketi, güçlenerek 2014 yılında başkent Sana’yı ele geçirdi. Husiler, İran’a yakın bir grup olarak görülüyor ve Tahran tarafından desteklendikleri iddia ediliyor. Bu gelişmeler üzerine Suudi Arabistan liderliğindeki Arap Koalisyonu, 2015'te Hadi hükümetini desteklemek için Yemen'e askeri müdahalede bulundu. Yemen, kısa sürede büyük güçlerin vekalet savaşına sahne oldu.
ABD ve Trump’ın Sert AçıklamalarıBugün geldiğimiz noktada, ABD Yemen’deki Husi saldırılarının arkasında doğrudan İran’ı suçluyor. Eski Başkan Donald Trump, yaptığı açıklamada İran’ı hedef alarak, “Bugünden itibaren, Husiler tarafından atılan her mermi, İran’ın silahları ve liderliği tarafından ateşlenmiş olarak görülecek” dedi.
Trump yönetimi döneminde de İran’a karşı sert bir tutum izlenmiş ve Tahran’a yönelik ekonomik yaptırımlar artırılmıştı. ABD'nin yeni yönetimi de Husilerin Kızıldeniz’deki saldırılarını engellemek için Yemen'de Husi hedeflerine hava saldırıları düzenledi. Ancak bu müdahaleler, bölgedeki gerilimi daha da tırmandırdı.
İran'ın Tavrı ve Bölgedeki Dengelerİran ise ABD’nin iddialarını reddederek, Husileri bağımsız bir hareket olarak tanımlıyor. Tahran, Suudi Arabistan’ın Yemen’deki askeri müdahalelerini eleştiriyor ve ABD’nin bölgede "provokatif" bir tutum sergilediğini öne sürüyor.
Geçmişte de İran ile ABD arasında dolaylı çatışmalara sahne olan Yemen, bugün yeni bir gerilim hattına dönüşmüş durumda. Tahran, olası bir doğrudan çatışmanın hem bölge hem de dünya için ağır sonuçları olacağını belirtiyor.
Türkiye’nin Pozisyonu: Barış ve İstikrar ÇağrısıTürkiye, Yemen’de uzun süredir devam eden iç savaşın bir an önce sona ermesi gerektiğini savunuyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, daha önce birçok kez Yemen’de insani bir felaket yaşandığına dikkat çekerek, savaşın taraflarına itidal çağrısı yaptı.
Türkiye, geçmişte de benzer krizlerde arabuluculuk rolünü üstlenmişti. Rusya-Ukrayna savaşında Türkiye’nin yürüttüğü "Mekik Diplomasisi" başarıyla sonuç vermiş ve tahıl koridoru anlaşması imzalanmıştı. Yemen konusunda da Türkiye, diplomasi kanallarını açık tutarak çözüm sürecine katkı sağlamaya çalışıyor.
Büyük Resim: Yemen Krizi Küresel Düzeyde Neleri Değiştiriyor?Yemen’de süregelen çatışmalar, sadece bölge ülkelerini değil, küresel ekonomi ve enerji piyasalarını da etkiliyor. Özellikle Husilerin Kızıldeniz’deki saldırıları, küresel ticaretin güvenliğini tehdit ediyor.
Petrol ve Ticaret: Kızıldeniz’de güvenlik riski artıyor.
Bölgesel Güç Dengeleri: ABD ve İran’ın dolaylı savaş alanına dönüşen Yemen, Ortadoğu’daki güç mücadelesinin merkezlerinden biri haline geldi.
Türkiye’nin Rolü: Ankara, diplomasi ve insani yardımlar üzerinden Yemen’de istikrar sağlama sürecinde etkili olmaya çalışıyor.
Sonuç olarak, Yemen’deki kriz, ABD-İran gerilimiyle daha da derinleşiyor. Türkiye’nin diplomatik çabaları devam ederken, bölgedeki dengeler anbean değişmeye devam ediyor.